İçeriğe geç

Sakız Adası Roket Savaşları ve Diğer Festivaller

Yazan: Arzu Sert/

Yunan adalarında en çok dikkatimi çeken şeylerden biri devamlı bir kutlamaları ve festivalleri olması. Önceleri tesadüfen denk geldiğimizi sanıp seviniyordum ama sonradan fark ettim ki her zaman bir kutlama var ve denk gelme şansınız çok yüksek. Sakız adası da bu yönden çok zengin ve bu kutlamalarda ada haklı ve turistler doyasıya eğleniyor. Roket savaşları bunlardan en meşhur olanı ama yazıda bahsettiğimiz diğer kutlamalar da en az roket savaşları kadar heyecanlı ve güzel. Şimdi Sakız adasının festivalleri ve kutlamalarını anlatmaya başlayalım.

Roket Savaşları

Sakız adasının Vrantados bölgesinde, Paskalyanın son günü İsa’nın dirilişinin Agios Markos ve Panagia Eritiani kiliselerinden karşılıklı olarak atılan binlerce roketle kutlandığı bir görsel şölendir. Gelenek haline gelmiş bu kutlama yüz yılı aşkın bir süredir yapılmaktadır. Aralarında yaklaşık 400m. mesafe bulunan rakip iki kilisenin, birbirlerinin çan kulelerini hedef alarak attığı roketlerle yapılan savaş, dünyadaki en sıra dışı geleneklerden biri olmalı.

Agios Markos ve Panagia Eritrani  Kiliseleri

Yıl boyunca evlerinde kendi roketlerini hazırlayan gençler, paskalyanın son günlerinde binlerce roketi hedef kiliseye doğru çeşitli rampalara yerleştiriyorlar. Bu arada her iki kilise de çan kulelerinin roket isabet edecek cephelerini tel kafesler ve metal plakalarla kapatıyorlar. Tabii bu roketler sadece kiliselere değil çevredeki evlere de isabet ettiği için, birçok ev de çatısına kadar her yerini bu kafeslerle kapatıyor.

Öğleden sonra park etmiş araçlar çekilmeye başlanıyor ve çevredeki sokaklar trafiğe kapatılıyor. Birçok noktaya polis ve itfaiye araçları konumlanıyorlar. Bu görsel şöleninin en iyi izlendiği yer Vrantados’u tepeden gören Epos dağı. Kendi aracınızla gidebilirsiniz, yoksa belediye de küçük otobüslerle taşıma yapıyor. Pek çok kişi erken gidip rahatça izleyebilecekleri yere önceden yerleşiyor. Aşırı bir kalabalık ve trafik oluyor. Biz ilk gidişimizde Epos dağındaki Agios Makarios kilisesinin bahçesinde izledik. Hem kilisedeki paskalya ayinine ve saat 24.00 olduğunda çan sesleriyle İsa’nın göğe yükselişini kutlamalarına tanık olduk, hem de tepeden savaşları izledik. Yalnız burası oldukça yüksek ve uzak bir nokta olduğunu söylemeliyim.

Bir sonraki gidişimizde, gündüzden gidip en iyi seyir noktasını bulmak için keşif yaptık. Agiou Makariou caddesi üzerinde hem daha yakın hem tepemize roket düşmeyecek bir yer aradık ve kaba inşaatı bitmiş boş bir ev bulduk. Haritamıza konumu işaretledik, bira ve çerezlerimizi alıp gün batımında gelip yerleştik. İlerleyen saatlerde Yunanlı bir aile daha yanımıza geldi.

Saat 20.00 civarlarında tek tük başlayan atışlar, saatler ilerledikçe gittikçe çoğalıyor. Saat 24.00 olup kilise çanlarının çalmaya başlamasıyla havai fişeklerle birlikte çılgın bir roket savaşı başlıyor. İsa’nın dirilişi büyük bir ihtişamla, kaçırılmayacak müthiş bir görsel şölenle kutlanıyor.

Roket Savaşları

Tabii Paskalya kutlaması sadece bu bölgeyle sınırlı değil. Adanın her yerinde bir kutlama oluyor. Bir kere çoluk çocuk, genç yaşlı herkes sokaklarda, evlerinin balkonunda devamlı bir şeyler patlatıyor. Nereye giderseniz gidin torpil patlamaları hiç durmuyor. O hafta sonunu tamamen bu sesler, duman ve barut kokusuyla geçiriyorsunuz. Gece gündüz hiç durmuyorlar ve her an sizi sıçratıyorlar hazırlıklı olun. Hatta sonunda biz de dayanamayıp, bunları satan dükkanı bulduk ve kendimize cephanelik alıp adalılar gibi bol bol patlatıp çok eğlendik.

Mesta'da Paskalya Kutlaması

Mesta köyünde de Paskalya ayrı bir ritüel ve görsel şölenle kutlanıyor. Merkezdeki savaşlar gibi popüler olmayıp, duyulmadığı için sadece köy halkı katılıyor ve çok kalabalık olmuyor. Biz gittiğimizde de bizden başka yabancı yoktu.  O gün, gündüzden köy meydanı boşaltılıyor. Meydanın ortasına 3-4 metre yüksekliği bulacak şekilde odun yığıyorlar. Karşılıklı iki binanın arasına bir tel gerip, bu tele İsa’ya ihanet eden havari Judas’ın (Yahuda) büyükçe bir kuklasını asıyorlar. Judas, bütün gün orada sallanıyor.

Akşam, ayin başlamadan odunları tutuşturuyorlar. Alevler binaların boyu kadar yükseliyor ve korkunç bir ısı oluyor. Öyle ki biz meydanda bir kafede oturuyorduk ve dayanamayıp içeriye kaçtık. Yangın tehlikesi yüzünden bir iki kişi devamlı elinde hortumla etrafı soğutuyor.

Kilisedeki ayin bitip, papaz ‘’Hristos Anesti’’ (İsa dirildi) diye bağırıp çanlar çalmaya başlayınca, temsili Judas da ateşte yakılmaya başlanıyor. Bu arda ayinden çıkanlar, ellerinde uzun mumlarla birbirlerine sarılıp Paskalyalarını kutluyorlar. Aynı anda hava fişekler patlamaya, bir evin üzerinde alevlerden yine Hristos Anesti yazısı yanmaya başlıyor. Kendilerince yaptıkları bu canlandırma ve bayramlarını kutlama atmosferi gerçekten çok etkileyici ve bizim için unutulmayacak bir anı oldu.

Veee ayin bitip birbirlerini kutladıktan sonra 6 haftalık, hiçbir hayvansal gıda tüketmedikleri büyük perhiz de bitmiş oluyor. Herkes o saatten sonra tavernalara gidiyor, et yiyip, uzo içip, kırmızı yumurtaları tokuşturarak geceye devam ediyorlar. Ertesi gün ise daha sabahtan adanın her yerinde mangallar yanıyor, kuzular çevriliyor, yollara bahçelere uzun masalar kurup kalabalık sofralarda yemekler yiyorlar. O pazar bütün ada duman altı olup, et kokuyor. Patlamalar da bitmiyor bu arada, tam gaz devam.

APOKRİES (BÜYÜK PERHİZ ÖNCESİ KUTLAMA)

Apokries, Rumların büyük perhiz başlamadan ya da Paskalya yortusundan 40 gün önce yaptıkları, üç gün boyunca yemek davetleri verdikleri ve aralıksız yiyip içip eğlendikleri bir kutlama. Bir gidişimizde de bu kutlamaya denk geldik. Sabah daha feribottan inip, et kokularını duyunca yine bir kutlama olduğunu anladık zaten. Her sokakta neredeyse bir mangal ve etrafında eğlenen bir grup vardı. Aplotarias Caddesinde, Rodi barın önünde eğlenen gruba neyi kutladıklarını sorduğumuzda, büyük perhizi anlatıp siz de bize katılın diye davet ettiler. Hiç hesapta yokken bütün günümüz onlarla bu eğlencenin içinde geçti. Barın sahibi yaşlı amca bizi bir masaya aldı, ev yapımı şarap, bira ve yeter artık patlayacağız diyene kadar mangaldan et, şiş, sucuk ikram ettiler.

Amcanın gözü hep üstümüzdeydi, neyi bitirsek hooop bir tane daha geldi masaya. Bir ara yağmur falan da yağdı ama onlar hiç hız kesmeden ayak üstü yiyip, içip, dans ettiler. Onlar çok eğlendiler, biz de misafirperverlikleri ve candan yaklaşımlarıyla farklı çok güzel bir gün yaşadık.

Suyun iki tarafında, aslında ortak bir kültür ve geçmişten gelen iki halkız biz, aynı sofralara oturup, aynı türküleri söyleyen.

önce bir kahkaha çalınır kulağına

sonra rum şiveli Türkçeler

O Boğaz’dan sözeder

sen rakıyı hatırlarsın

Yunanlıyla kardeş olduğunu

sıla derdine düşünce anlarsın.

Bülent Ecevit, 1947 Londra

TA FOTA YORTUSU (SULARIN KUTSANMASI)

Ortodokslar 6 Ocak’ta, Hz. İsa’nın vaftiz edilişini kutluyorlar. Yüzyıllardır Boğaziçi kıyılarında bir din adamının suların kutsanmasının simgesi olarak denize tahta bir haç atmasıyla yapılan bu tören, Sakız adasında da aynı şekilde sürdürülüyor. Yine bir gün, Yorgo’nun tavsiyesiyle bu törene şahit olduk. Önce merkezdeki Agion Victoron Kilisesi’nde ayin yapıldı. Sonra bir din adamı elinde tahta bir haçla, bando ve kalabalık bir halk topluluğuyla deniz kıyısına kadar yürüdü.

Açıktaki bir teknenin üzerinde bekleyen bir sürü genç vardı. Din adamının yüksek bir platformdan dualarla haçı denize atmasıyla, o geçlerin hepsi buz gibi suya atlayıp haça doğru yüzmeye başladılar. Haça ilk ulaşan genç alkışlarla kıyıya çıktı, haçı öpüp din adamına teslim etti, o da genci kutsayıp hediyesini verdi. Duaları, kostümleri ve ritüelleri ile farklı dinlerin ve kültürlerin renklerine tanıklık etmek isterseniz, her yıl 6 Ocak’ta kutlanan bu bayrama Sakız adasında katılabilirsiniz.

SAKIZ'DA YILBAŞI GELENEĞİ (NOEL BABA KAYIKLARI)

Yılbaşı, Sakız adasında gemilerle kutlanıyor. Yine geçmişi çok eskilere dayanan bir gelenek bu. Adadaki erkek çocukları, bahar aylarında büyüklü küçüklü kendi gemi maketlerini yapmaya başlıyorlar. Bunlar 1 metreden 5 metreye kadar, en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş savaş ya da ticaret gemileri.  Yılbaşı gecesi de kızaklara konulan, ışıklarla süslenmiş gemiler şarkılarla adanın sokaklarında gezdiriliyor. Sonrasında da en iyi gemiyi yapan ödüllendiriliyor. Bu Noel Baba Kayıkları uzun süre adanın meydanında, kilise ve okul bahçelerinde sergileniyor.

MOSTRA KARNAVALI

Thimiana köyünde kutlanan Mostra Karnavalı, orta çağdan beri süregelen bir gelenektir. Eski zamanlarda köye yapılan bir korsan saldırısını geri püskürtmüşler ve o zamanlardan bu yana da her yıl aynı gün çeşitli kostümler ve maskelerle bunu bayram havasında kutluyorlar. Cumadan pazara kadar süren bu kutlamalarda pazar günü köy meydanında toplanıp Talini adı verilen özel bir folklor gösterisi yapıyorlar. Büyük kortej geçişi, danslar ve müzikle neşe içinde kutlanan bu gelenek adada kaçırılmaması gereken aktivitelerden biri.

Aşağıdaki harita ile booking.com üzerinden otel arayıp rezervasyon yapabilirsiniz.

Booking.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir