İçeriğe geç

Krakow Gezi Rehberi / Gezilecek Yerler

Yazan: Arzu SERT/

Krakow videomuzu izlemeyi ve YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın

Krakow’a ilk ziyaretimizi 2019 yılında, yalnızca Auschwitz Toplama Kampı’na en yakın şehir olduğu için planlamıştık. Ancak Polonya’nın bu kültürel başkenti, tarihi dokusuyla ve modern yüzüyle bizi kendine hayran bıraktı. Polonya krallarına yüzyıllarca ev sahipliği yapmış ve önemli tarihi olaylara tanıklık etmiş bu şehirde, sokaklarından meydanlarına kadar her köşede farklı bir dünya sizi karşılıyor. Rynek Glowny’nin canlılığı, Wawel Kalesi’nin ihtişamı ve Kazimierz’in bohem atmosferi bir araya gelerek adeta büyüleyici bir tablo oluşturuyor. Şehrin yakınlarında yer alan Auschwitz ve Wieliczka Tuz Madeni gibi etkileyici destinasyonlarla birleştiğinde ise Krakow, ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. Bu yazıda, tekrar tekrar gitmekten keyif aldığım Krakow’un büyüleyici cazibesini, kendi deneyimlerimden yola çıkarak paylaşacağım. Kim bilir, belki bu rehber sizi de bu güzel şehre doğru bir yolculuğa çıkaracak ilk adım olur.

Krakowa Nasıl Gidilir?

Krakow’a, İzmir ve Ankara’dan Pegasus Hava Yolları ile, Antalya’dan SunExpress ile, İstanbul Havalimanı’ndan ise Türk Hava Yolları ile direkt uçabilirsiniz. Ayrıca, Avrupa’nın birçok şehrinden Krakow’a oldukça uygun uçuşlar bulunabiliyor. Budapeşte, Prag ve Viyana seyahatinizin bir bölümüne Krakow’u da dahil etmek isterseniz, bu şehirlerden tren ve otobüsle ulaşım oldukça kolay. Polonya, Schengen üyesi bir ülke olduğu için geçerli Schengen vizenizin de olması gerekiyor.

Krakow Havalimanı-Şehir Merkezi Ulaşım

Krakow’da hava limanından şehir merkezine ulaşım seçenekleri için aşağıdaki başlığa tıklayarak yazımıza ulaşabilirsiniz.

Krakow Card

Gezilecek yerleri anlatmaya başlamadan önce size Krakow Card hakkında bilgi vermek istiyorum. Bu şehir kartı, Krakow’da 40’tan fazla müze ve turistik mekâna ücretsiz giriş imkânı sunarken, dilerseniz toplu taşımada otobüs ve tramvaylardan sınırsız yararlanabileceğiniz bir seçenek de sunuyor. Toplu taşıma dâhil kartı tercih ederseniz, özellikle şehir merkezi dışında bulunan Wieliczka Tuz Madeni ve Havalimanı otobüslerini de ücretsiz kullanabilirsiniz.

Krakow Card’ın 1, 2 ve 3 günlük müze ile sınırsız ulaşım kartı seçenekleri bulunmaktadır. Ayrıca, sadece müzeleri (ulaşım olmadan) kapsayan 3 günlük bir kart seçeneği de var.

Kendi hızınıza ve kişisel ilgi alanlarınıza göre 1, 2 veya 3 günlük toplu taşımayı da kapsayan kartlardan birini seçebilir ya da eski şehir bölgesinde konaklıyorsanız, her yer yürüme mesafesinde olduğu için yalnızca müzeleri ve turistik yerleri kapsayan şehir kartını tercih edebilirsiniz.

Aşağıdaki bağlantıdan Krakow Card’ın istediğiniz çeşidini güvenle satın alabilirsiniz

Powered by GetYourGuide
Powered by GetYourGuide

Krakow’da Gezilecek Yerler

Ana Meydan (Rynek Główny)

Polonya’nın kültürel mirasının simgesi olan 13. yüzyıldan kalma Rynek Główny, Avrupa’nın en büyük ve en eski şehir meydanlarından biri. Yüzyıllar boyunca şehrin ticaret ve sosyal hayatının merkezi olan bu meydan, günümüzde de Krakow’un kalbinin attığı yer olmaya devam ediyor.

Yıl boyunca çeşitli festivallere ve etkinliklere ev sahipliği yapan meydan, özellikle Noel döneminde kurulan pazarlarla büyülü bir atmosfere bürünüyor. Burada bir kafede oturup meydanın canlı atmosferini izlemek, Krakow’un günlük yaşamını hissetmek için harika bir deneyim. Meydanın simgelerinden biri olan süslü atların çektiği faytonlarla şehir turu yapmak da popüler bir aktivite.

Krakow Noel Pazarı

Rynek Główny, birçok tarihî yapı ve simgesel noktayı barındırıyor. Etrafı kafe, restoran ve pastanelerle çevrili olan meydan Krakow’u keşfetmeye başlamak için mükemmel bir başlangıç. 

Cloth Hall (Kumaş Hali)

Sukiennice ya da Türkçe adıyla Kumaş Hali, Krakow’un Rynek Główny Meydanı’nda yer alan ve Polonya’nın ticari geçmişine ışık tutan ikonik bir yapı. Yüzyıllar boyunca kumaş, baharat, deri, tuz ve egzotik malların ticaretinin merkezi olan bu alan, günümüzde ise geleneksel Polonya el sanatları ve hediyelik eşyaların satıldığı bir pazar yerine dönüşmüş.

Kumaş Pazarı-Krakow

Meydanın ortasında yer alan bu büyük, dikdörtgen yapı, sadece ticari geçmişiyle değil, aynı zamanda mimarisiyle de dikkat çekiyor ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor.

Cloth Hall-Krakow

Eğer hediyelik eşya ya da Polonya’nın ünlü kehribar taşından yapılmış takılar arıyorsanız, Sukiennice’de çok sayıda seçenek bulabilirsiniz.

Saint Mary Bazilikası (Bazylika Mariacka)

Krakow’un Rynek Główny Meydanı’nda yer alan Saint Mary Bazilikası (Bazylika Mariacka), 14. yüzyılda gotik tarzda inşa edilmiş ve şehrin en dikkat çekici simgelerinden biri haline gelmiş. İki farklı yükseklikteki çan kuleleriyle tanınan bazilika, yalnızca mimarisiyle değil, aynı zamanda etkileyici efsaneleriyle de büyüleyicidir.

Bazylika Mariacka-Krakow

Kulelerin yapımıyla ilgili anlatılan dramatik efsane oldukça etkileyici. Hikâyeye göre, kuleler iki kardeş tarafından inşa edilmiş. Abinin yaptığı kule daha yüksek ve görkemli olmuş. Kuleler tamamlandığında halka hangisinin daha güzel olduğu sorulmuş ve halk, abinin yaptığı kuleyi seçmiş. Bunun üzerine kral, abiyi ödüllendirmiş. Ancak küçük kardeş, kıskançlıktan abisini bıçaklayarak öldürmüş. Eğer Cloth Hall’un bazilikaya bakan tarafındaki giriş kapısına bakarsanız, duvarda asılı bir metal bıçak görebilirsiniz. Bu bıçağın, efsaneye konu olan cinayette kullanıldığına inanılıyor.

Bazilika ile ilgili bir diğer ünlü hikâye ise trompetçi efsanesidir. Anlatıya göre, 13. yüzyılda Moğol saldırıları sırasında bir gözcü, düşmanı fark eder ve şehri uyarmak için trompet çalar. Ancak, bir Moğol okuyla vurularak çaldığı melodi yarıda kesilmiş. Bu olayın anısına, yüzyıllardır her saat başı bazilikanın yüksek kulesinden trompet çalınıyor ve melodi, o gün olduğu gibi aniden kesilerek sona eriyor. Eğer saat başı Rynek Główny Meydanı’nda bulunursanız, bu eşsiz geleneğe tanıklık edebilirsiniz.

Saint Mary Bazilikası-Krakow

Saint Mary Bazilikası’nın dış cephesi kadar içi de büyüleyici bir güzelliğe sahip. En dikkat çekici bölümü, ünlü Alman heykeltıraş Veit Stoss tarafından 15. yüzyılda yapılan ahşap oymalı ana sunak. 11 metre yüksekliğindeki bu sunak, Avrupa’nın en büyük gotik ahşap oyması olarak biliniyor. İsa’nın ve Meryem Ana’nın hayatını betimleyen detaylı sahnelerle süslenmiş olan sunak, özellikle ışıklandırıldığında ziyaretçileri büyüleyen bir görsel şölen sunuyor. Tavanı, mavi fon üzerine altın yıldızlarla süslenmiş olup adeta bir gökyüzü hissi yaratıyor. Vitrayları ise 14. yüzyıldan kalma olup Avrupa’daki en eski vitraylar arasında sayılıyor.

Bazilikaya giriş için yetişkin 15 PLN, öğrenci 8 PLN bilet almak gerekiyor. Ziyaret saatleri her gün 11.30-18.00 saatleri arasında.

Adam Mickiewicz Anıtı

Meydanın ortasında göreceğiniz bu heykel ünlü Polonyalı Şair Adam Mickiewicz’e ait. Şair ülkenin kültürel kimliğini güçlendiren eserleriyle tanınıyor. Bu heykel, 1898 yılında, Mickiewicz’in doğumunun 100. yılı anısına yapılmış ve Krakow’un kalbi olan bu meydanın popüler bir buluşma noktası olmuş. Biz burada hep Ukraynalı göçmenlerin protesto gösterilerine rastladık.

Adam Mickiewicz Anıtı-Krakow
Eski Belediye Binası Kulesi (Town Hall Tower )

Eski Belediye Binası Kulesi, Krakow’un Rynek Główny Meydanı’ndaki tarih kokan simgelerden biri. Zamanında şehrin yönetim merkezi olan Belediye Binası’nın bir parçası olan bu kule, 19. yüzyılda bina yıkıldığında ayakta kalan tek yapı olma özelliğini taşıyor. Eski Belediye Binası’nın küçük bronz maketi de kulenin hemen yanında.

Eski Belediye Kulesi-Krakow

Kule, sadece tarihî geçmişiyle değil, eğimli yapısıyla da dikkat çekiyor. Bu eğim, 1703 yılında meydana gelen şiddetli bir fırtına sırasında yapının temellerinin kaymasıyla oluşmuş ve o zamandan beri kuleye karakteristik bir görünüm kazandırmış. Bugün de bu eğim, kulenin özgün mimarisini vurgulayan bir detay olarak ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

Town Hall Tower-Krakow

 Ziyaret sırasında kuleye çıkarak meydanı yukarıdan seyretmek de eşsiz bir deneyim olabilir. Kule ziyareti için bilet ücreti yetişkin 20 PLN, öğrenci 15 PLN. Krakow Card sahiplerine ücretsiz.

Eros Bendato (Bağlanmış Eros)

Eski belediye binası kulesinin yanında bulunan bronz heykel, Igor Mitoraj adlı ünlü Polonyalı heykeltıraşın “Eros Bendato” (Bağlanmış Eros) adlı eseridir. Bu heykel, gözleri olmayan yüzü bandajlı devasa bir insan başını tasvir eder. Heykel, 2005 yılından beri bu meydanda sergilenmektedir ve ziyaretçilerin oldukça ilgisini çeker. Ayrıca insanlar heykelin içine girerek fotoğraf çektirmeyi sever!

Eros Bendato-Krakow
Saint Adalbert Kilisesi

Saint Adalbert Kilisesi (Kościół św. Wojciecha), Krakow’un Rynek Główny Meydanı’nda yer alan ve şehrin en eski dini yapılarından biri olarak bilinen küçük ama etkileyici bir yapı. İlk olarak 10. yüzyılda inşa edilen kilise, yüzyıllar boyunca defalarca yenilenmiş, böylece farklı dönemlerin mimari izlerini taşır hale gelmiş.

Saint Adalbert Kilisesi-Krakow

Kilisenin iç mekânı oldukça sade ve mütevazı, ancak tarihi boyunca Krakow’un dini ve kültürel hayatında önemli bir yer tutmuştur. Küçük boyutuna rağmen, şehrin kalbindeki konumu ve geçmişiyle ziyaretçilerin ilgisini çekmeyi başarıyor.

Wieliczka Tuz Madeni

Wieliczka Tuz Madeni, Krakow’da görülmesi gereken en önemli noktalardan biri. Bu sebeple burayı ayrı bir yazıda ele aldım. Aşağıdaki başlığa tıklayarak yazıya ulaşabilirsiniz.

Yeraltı Müzesi (Rynek Underground Museum )

Rynek Underground Museum, Krakow’un Rynek Główny Meydanı’nın altında, şehrin Orta Çağ tarihine ışık tutan etkileyici bir müze. Yaklaşık 4 metre derinlikte bulunan müze, eski pazar alanlarının ve ticaret yollarının kalıntıları arasında ziyaretçileri 700 yıllık bir zaman yolculuğuna çıkarıyor.

Müze, interaktif ekranlar, hologramlar ve modern teknolojilerle desteklenerek, tarih meraklıları için hem eğitici hem de sürükleyici bir deneyim sunuyor. Orta Çağ dönemi ticaret hayatı, şehir planlaması ve günlük yaşamına dair detayları burada yakından keşfedebilirsiniz.

Müze, haftanın her günü farklı saatlerde ziyarete açık. Gitmeden önce ziyaret saatlerini müzenin resmi web sitesinden kontrol etmeniz öneriliyor. Salı günleri müze ücretsiz olarak ziyaret edilebilir; ancak bu günlerde rezervasyon yapılamadığından biletlerin gişeden alınması gerekiyor. Diğer günlerde giriş ücretleri yetişkinler için 40 PLN, öğrenciler için ise 35 PLN’dir.

Krakow Card sahiplerine ücretsiz.

St. Florian's Kapısı (Brama Floriańska)

St. Florian’s Kapısı, Krakow’un Eski Şehir bölgesine açılan ve şehrin zengin Orta Çağ mirasını yansıtan en önemli yapılarından biri. 14. yüzyılda, şehri saldırılardan korumak için inşa edilen bu kapı, Krakow’un eski savunma sisteminin hayatta kalan birkaç parçasından biri. Bugün ise kapı, Floriańska Caddesi boyunca yürüyen ziyaretçileri karşılayan etkileyici bir giriş noktası ve aynı zamanda tarihî Kraliyet Yolu’nun başlangıcı.

St. Florians Kapısı-Krakow

Tarihi Kraliyet Yolu, Krakow’da kralların taç giyme törenleri, devlet misafirlerinin ağırlanması ve dini geçitler için kullanılan görkemli bir rota. Bu yol, şehrin en önemli tarihî ve kültürel yapılarının bulunduğu güzergâh boyunca uzanıyor. Başlangıç noktası St. Florian’s Kapısı; buradan başlayarak Floriańska Caddesi üzerinden Ana Meydan’a (Rynek Główny) ve oradan da Grodzka Caddesi’ne uzanıyor. Yol, Wawel Tepesi’nde bulunan Wawel Kalesi’nde sona eriyor

Floriańska Caddesi

St. Florian’s Kapısı’ndan başlayarak Eski Şehir’i Rynek Główny’e (Ana Meydan) bağlayan Floriańska Caddesi, 13. yüzyılda Krakow’un ticaret ve sosyal hayatının merkezlerinden biri olarak önem kazanmış. Bugün ise, hem tarihî dokusunu koruyan yapıları hem de modern atmosferiyle şehrin en popüler turistik caddelerinden biri olarak ziyaretçilerini ağırlıyor.

Florianska Caddesi-Krakow

Floriańska Caddesi, kafeler, restoranlar, hediyelik eşya dükkânları, butik mağazalar ve sanat galerileriyle dolup taşan canlı bir yer. Hem alışveriş hem de dinlenmek için ideal olan bu cadde, özellikle turistlerin Krakow’da en çok vakit geçirdiği yerlerden biri. Tarih ve modern yaşamın harmanlandığı Floriańska Caddesi, Krakow’un enerjik ve cazibeli yönünü deneyimlemek için mükemmel bir durak.

Barbican

Barbakan, 15. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa’ya doğru ilerleyişine karşı Krakow’u savunmak amacıyla inşa edilmiş, şehrin en etkileyici savunma yapılarından biri. Kalın duvarları, 130 metre uzunluğundaki hendekleri ve stratejik konumuyla Barbakan, düşman saldırılarına karşı güçlü bir koruma sağlamış ve şehre kuzeyden giriş yapanların karşılaştığı ilk savunma hattı olmuş.

Barbican-Krakow

Günümüzde Barbakan, yalnızca bir tarihî yapı değil, aynı zamanda Krakow’un kültürel ve sosyal yaşamının bir parçası. Yerel etkinliklere, tarihî canlandırmalara ve sergilere ev sahipliği yaparak hem tarih meraklılarına hem de kültürel etkinliklere ilgi duyanlara hitap eden bir merkez.

Planty Park

Planty Park, Krakow’un tarihi şehir merkezini çevreleyen yemyeşil bir halka şeklinde düzenlenmiş ünlü bir park. Orta Çağ’daki şehir surlarının kaldırılmasının ardından 19. yüzyılda inşa edilen bu park, eski surların bulunduğu alanı bir yeşil kuşak haline dönüştürerek şehirdeki en büyük tarihi yeniden düzenleme projelerinden biridir. Yaklaşık 20 hektarlık bir alanı kaplayan parkta, çok sayıda ağaç, çiçek ve çeşmenin yanında çeşitli heykel ve anıtlarda bulunuyor. Planty, şehirde hem yerel halk hem de turistler için dinlenme ve yürüyüş yapmak adına huzurlu bir kaçış noktası.

Planty Park-Krakow
Grodzka Caddesi

Grodzka Caddesi, Krakow’un Eski Şehir (Stare Miasto) bölgesinde yer alan ve Rynek Główny (Ana Pazar Meydanı) ile Wawel Kalesi arasında uzanan, “Royal Route” (Kraliyet Yolu) olarak bilinen güzergâhın önemli bir parçası. Şehrin zengin tarihini yansıtan bu cadde, hem kültürel hem de turistik açıdan Krakow’un en değerli bölgelerinden biri.

Grodzka Caddesi boyunca sıralanan yapılar, Gotik, Rönesans ve Barok mimarinin izlerini taşıyor. Bu mimari zenginlik içinde özellikle St. Peter ve St. Paul Kilisesi, hem görkemli cephesi hem de etkileyici iç tasarımıyla dikkat çekiyor. Bu tarihî yapılarının yanı sıra kafeler, restoranlar, butik mağazalar, yerel el yapımı ürünler ve hediyelik eşyalar bulabileceğiniz dükkanlar, caddenin otantik havasını daha da zenginleştiriyor.

St. Peter ve St. Paul Kilisesi (Kościół św. Piotra i Pawła)

Grodzka Caddesi üzerinde yer alan St. Peter and St. Paul Kilisesi 17. yüzyılda, Polonya’daki ilk barok kilise olarak inşa edilmiştir ve özellikle cephesi ile dikkat çeker. Ana girişin üzerinde 12 havarinin heykelleri sıralanmıştır. Kilise avlusunda, Polonyalı astronom Friedrich Zacher tarafından tasarlanan Foucault Sarkacı bulunur. Bu sarkaç, dünyanın dönüşünü kanıtlamak için kullanılmıştır ve kiliseyi bilimle ilişkilendirir.

St.Peter ve St. Paul Kilisesi-Krakow
Wawel Kalesi ve Katedrali

Wawel Kalesi ve Wawel Katedrali, Krakow’un en önemli tarihî ve kültürel yapıları arasında yer alır. Şehrin kalbinde, Vistül Nehri’nin kıyısındaki bir tepede yükselen bu kompleks, Polonya’nın kraliyet geçmişine tanıklık etmiş ve yüzyıllardır ülkenin en sembolik noktalarından biri olmuştur.

14. yüzyılda, Kral III. Casimir döneminde inşa edilen Wawel Kalesi, Polonya krallarının yüzyıllar boyunca yaşadığı ve ülkeyi yönettiği bir kraliyet sarayı. İçinde Kraliyet Odaları, Zırh ve Silah Koleksiyonları ziyaret edilebilen kale bugün bir müze olarak hizmet veriyor.

Wawel Kalesi-Krakow

Wawel Katedrali ise Polonya krallarının taç giyme törenlerinin yapıldığı ve çoğunun mezarlarının bulunduğu, gotik mimarisi ve büyüleyici iç tasarımıyla dikkat çeken bir dini merkez.

Wawel Kalesi

Wawel Kalesi ve Katedrali, yıl boyunca ziyaretçilere açık. Katedralin bazı bölümleri bahçesi ve avlular ücretsiz gezilebilirken, Kraliyet Odaları ve özel sergiler için bilet almanız gerekiyor. Ziyaret saatleri ve bilet ücretleri hakkında güncel bilgi almak için resmi web sitesine göz atmanız öneririm.

Vistül Nehri ve Kıyısı

Polonya’nın en uzun nehri olan Vistül, Krakow’da hem yerel halkın hem de turistlerin keyifle vakit geçirdiği bir buluşma noktası. Nehir boyunca uzanan geniş yürüyüş yolları ve büyük çim alanlar, sakin bir gezinti yapmak veya bisiklete binmek için ideal. Özellikle güzel havalarda ve akşam saatlerinde burası oldukça canlı bir atmosfere sahip.

Vistul Nehri-Krakow

Vistül Nehri’nde düzenlenen tekne turları, Krakow’u su üzerinden keşfetmek için harika bir seçenek. Wawel Kalesi’nden başlayan turlar, Tyniec Manastırı gibi çevredeki önemli noktaları görme imkânı sağlıyor. Özellikle gün batımı ve akşam ışıklandırılmış kale manzarasını görmek isterseniz, aşağıdaki tur seçenekleri için buradan bilet alabilirsiniz.

Powered by GetYourGuide
Powered by GetYourGuide
Ejderha Heykeli ve Mağarası

Wawel Kalesi’nin Vistül Nehri tarafındaki girişine yakın bir noktada, Krakow’un sembolü haline gelmiş bir ejderha heykeli ve onun yaşadığına inanılan mağara yer alıyor. Şehrin ünlü Wawel Ejderhası hikayesinden ilham alınarak yapılan heykel, ziyaretçilerin mutlaka uğradığı bir durak. Heykelin en dikkat çekici özelliği ise ağzından her 15 dakikada bir alev püskürtmesi. Bu anı görmek için heykelin etrafında toplanan kalabalığı mutlaka fark edeceksiniz.

Ejderha Heykeli-Krakow

Ejderhanın yaşadığına inanılan mağara ise Wawel Kalesi’nin altından başlayarak nehir kıyısına kadar uzanıyor. Mağara genellikle bahar ve yaz aylarında (Nisan-Ekim) ziyarete açık, kış aylarında kapalı olabilir, bu nedenle ziyaret öncesi saatleri kontrol etmek gerekir. Çocuklar için oldukça ilgi çekici bir yer olduğundan, özellikle aile ziyaretleri oldukça popüler. Ejderhası Mağarası’na giriş ücretli, giriş bileti, Wawel Kalesi kompleksi içerisindeki bilet ofislerinden veya çevrimiçi olarak kale kompleksinin resmi web sitesinden temin edilebilir.

Kazimierz Bölgesi

Kazimierz, Kraków’un tarihi Yahudi bölgesi olarak biliniyor ve kültürel zenginlikleri ile canlı atmosferiyle öne çıkıyor. 14. yüzyılda kurulan bu semt, II. Dünya Savaşı öncesinde Yahudi topluluğunun merkezi olarak önemli bir rol üstlenmiş. Ancak, Nazi işgali sırasında bölgedeki Yahudi halkı büyük bir trajedi yaşamış; zorla buradan çıkarılarak Podgórze’de kurulan Kraków Gettosu’na taşınmış. Bu zorla yerleştirme ve ardından yaşanan Holokost, Kazimierz’deki Yahudi topluluğunun büyük ölçüde yok olmasına yol açmış.

Kazimierz-Krakow

Savaşın ardından Kazimierz uzun yıllar bakımsız kalmış ve eski canlılığını yitirmiş. Ancak 1990’larda bölge yeniden keşfedilmiş ve kültürel bir canlanma yaşamış. 

Kazimierz-Krakow

Steven Spielberg’in “Schindler’in Listesi” filminin burada çekilmesi, Kazimierz’in küresel ölçekte tanınmasına katkı sağlamış. Filmi izlemeyenlere Krakow’a gitmeden önce izlemelerini tavsiye ediyorum.

Günümüzde Kazimierz, sanat galerileri, kafeler, restoranlar ve çeşitli kültürel etkinliklerle dolu bir bölge olarak Kraków’un en canlı ve turistik yerlerinden biri haline gelmiştir. Kazimierz’ de görülecek yerler ise:

Schindler’in Pasajı: Filmde gettonun boşaltılması sahnesinin çekildiği iki katlı avlulu pasaj bugün bir açık hava müzesi gibi ziyarete açık.

Halen üst katındaki evlerde yaşayanların olduğu pasajın, avlu duvarlarında burada yaşananlara ait bilgilerin olduğu panolar var. Pasajda hiç bir değişiklik yapılmamış ve aynı filmde göründüğü haliyle korunmuş. O nedenle yaşananların duygusal ağırlığını hissettiğiniz bir atmosferi var. Kalbinize dokunuyor. Mutlaka ziyaret etmenizi öneriyorum. Josefa Caddesi 12 numara.

Eski Sinagog:Kazimierz’in en eski yapılarından biri olan bu sinagog, Polonya’daki Yahudi mirasının en önemli sembollerinden biri. Günümüzde bir müze olarak hizmet veriyor.

Eski Sinagog yetişkin giriş ücreti: 20 PLN, Öğrenci: 15 PLN

Krakow Card sahiplerine ücretsiz.

Eski Sinagog-Krakow

Remuh Sinagogu ve Mezarlığı:Bu Sinagog, 1553 yılında inşa edilmiş olup Krakow’daki en küçük ama en önemli sinagoglardan biri ve hala aktif olarak kullanılıyor. Hemen yanındaki tarihi mezarlık da en eski Yahudi mezarlığı.

Szeroka Caddesi: Remuh Sinagogu’nun da üzerinde bulunduğu, Kazimierz’in kalbinde yer alan Szeroka Caddesi, aslında bir cadde değil, geniş bir meydan görünümünde. Hem tarihsel hem de kültürel açıdan Kazimierz’in merkezi kabul edilen bu alan, bölgenin zengin geçmişini ve canlı atmosferini yansıtıyor.

Szeroka Caddesi ve çevresindeki restoranlar ile kafeler, hem Yahudi mutfağını hem de geleneksel Polonya yemeklerini deneyimlemek isteyenler için harika bir seçenek sunuyor. Özellikle Ariel, Hamsa ve Klezmer Hois gibi mekanlar, yalnızca lezzetli yemekleriyle değil, aynı zamanda canlı müzik performanslarıyla da ünlü. Bu mekanlar, yemek ve müziği bir araya getirerek ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim yaşatıyor.

Szeroka Caddesi-Krakow

Caddenin çevresindeki evler, geçmişte Yahudi tüccarlarının ve zanaatkarlarının yaşadığı tarihi binalar. Günümüzde restoran, kafe ve dükkana dönüştürülmüş olan bu binalar, Rönesans ve Barok tarzı cepheleriyle dikkat çekiyor. Ayrıca, ünlü kozmetik markasının kurucusu Helena Rubinstein’ın doğduğu ev de bu cadde üzerinde yer alıyor.

Szeroka-Krakow
Helena Rubinstein'ın Evi-Krakow

Meydandaki Hamsa Restoran’ın yanındaki sokakta, değişmeden günümüze kadar ulaşmış dört tabela bulunuyor. II. Dünya Savaşı öncesi Yahudi yaşamına dair nadir kalan fiziksel izlerden biri olan bu tabelalar, 20. yüzyılın ilk yarısında Yahudi esnaf ve tüccarların iş yerlerine aitmiş. Tabelaların solmuş ve yıpranmış olması yaşanmışlığı ve tarihe tanıklığı daha güçlü hissettiriyor.

Kazimierz-Krakow

Plac Nowy: Krakow’un Kazimierz bölgesinde yer alan, şehrin bohem ruhunu yansıtan tarihi bir meydan. Eskiden Yahudi mahallesinin merkezi olan bu meydan, bugün yerel pazarlara, antikacılara ve sokak lezzetlerine ev sahipliği yapıyor. Özellikle hafta sonları düzenlenen antika pazarları, ikinci el eşyalar ve el yapımı ürünler arayanlar için ideal bir durak.

Plac Nowy- Krakow

Burası, aynı zamanda Krakow’un ünlü sokak lezzetlerinden biri olan zapiekanki için de vazgeçilmez bir nokta. Meydanın ortasında yuvarlak bir binanın tüm çevresi zapiekanki alabileceğiniz, küçük pencerelerden servis yapan satış noktalarıyla çevrili. Uzun baget ekmeğinin üzerine çeşitli malzemelerin eklenmesiyle hazırlanan bu lezzetli atıştırmalığın meydandaki tezgahlarda farklı kombinasyonları denemek de mümkün. Zapiekanki, hem uygun fiyatıyla hem de doyurucu yapısıyla turistlerin ve yerel halkın favorisi.

Kazimierz Bölgesi’nde deneyimlediğimiz, farklı atmosfere sahip iki kafeden de bahsetmek istiyorum bu arada.

Singer Pub-Cafe:Kazimierz’in ilk barlardan biri olan Singer, adını eski ve ikonik bir dikiş makinesi markasından alıyor. Eski aynalar, tablolar, antika eşyalar ve masa olarak kullanılan bir sürü Singer dikiş makinesiyle oldukça farklı bir atmosferi var. Singer Kafe’deki antika Singer dikiş makineleri, elbette mekânın en dikkat çekici detayı. Ancak bu makinelerin tam olarak nereden geldiği konusunda net bir bilgi yok. Mekân sahiplerinin, Kraków ve çevresindeki eski evlerden, antikacılardan ve bit pazarlarından topladığı düşünülüyor.

Singer dikiş makineleri, 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında Avrupa’da ve ülkemizde oldukça yaygın olarak kullanılıyordu. Bizim neslin evlerinin demirbaşlarından ve vazgeçilmez bir parçası olduğu için, çocukluğumuzda annemin kardeşime ve bana elbiseler diktiği o günleri burada tekrar hatırlamak beni çok mutlu etti. 

Eğer Kraków’da geçmişin izini sürmek ve farklı bir atmosfer deneyimlemek isterseniz, bir fincan kahve veya bir kadeh şarap eşliğinde Singer Kafe’yi rotanıza eklemenizi tavsiye ederim.

Hevre Bar&Restaurant:

Burası da Kazimierz bölgesinde, geçmişi 19. yüzyıla dayanan tarihi bir binada yer alan özel bir mekân. Hevre, eskiden Chewra Tehilim Sinagogu olarak Yahudi topluluğu tarafından ibadet ve toplantı yeri olarak kullanılıyormuş.

Savaş sırasında Yahudi nüfusunun bölgeden sürülmesiyle sinagog zamanla kullanılmaz hale gelmiş. Komünist dönem boyunca yapı farklı amaçlarla kullanılmış ve bir süre bakımsız kalmış. Ancak son yıllarda Kazimierz’in kültürel ve turistik açıdan yeniden canlanmasıyla birlikte bina restore edilerek Hevre Bar & Restaurant olarak kapılarını açmış.

Bugün Hevre, yüksek tavanları, duvarlardaki eski fresk izleri ve orijinal mimari detaylarıyla geçmiş ve günümüzün iç içe geçtiği eşsiz bir mekân. Tarihi atmosferi deneyimlemek ve Kraków’un kültürel mirasına tanıklık etmek isteyenler için kesinlikle görülmeye değer.

Podgórze (Krakow’un Tarih ve Duygu Dolu Bölgesi)

Vistül Nehri’nin güneyinde yer alan Podgórze bölgesine Kazimierz’den isterseniz, akrobat heykelleriyle süslenmiş, Kładka Ojca Bernatka yaya köprüsünden yürüyerek geçebilirsiniz. .

Kładka Ojca Bernatka Köprüsü-Krakow

Podgórze, trajik geçmişiyle derin izler bırakan,Krakow’un yalnızca bir semti değil, aynı zamanda tarihin acı dolu hikâyelerini taşıyan bir açık hava müzesi.

Krakow’un Podgórze Gettosu, Nazi işgali sırasında (1941-1943) Yahudilerin zorla yerleştirildiği bir getto olarak tarihe geçti. Getto, Yahudi nüfusunun sistematik bir şekilde izole edilmesi, sömürülmesi ve sonunda imha edilmesi planının bir parçası olmuş.

Podgorze-Krakow

1941’de Naziler, Krakow’daki Yahudi nüfusunu yaşadıkları yerlerden çıkararak Podgórze’ye taşımış. 15.000 insan, sadece 3.000 kişinin sığabileceği küçük bir alana tıkıştırılıp, temel ihtiyaçlar ve ilaçlar kısıtlanarak insanlar açlığa ve hastalığa terkedilmiş. Aşırı kalabalık ve hijyen eksikliği nedeniyle hastalıklar hızla yayılırken, insanlar, ağır işlerde çalışmaya zorlanmış. Yüksek duvarlarla çevrili bu alan, sakinleri için bir hapishaneye dönüşmüş. Lwowska Caddesi’ndeki getto duvarlarının kalıntıları hâlâ ayakta ve bu sessiz tanıklar, geçmişin ağırlığını günümüze taşıyor. Daha da ürpertici olan, bu duvarların bir kısmının Yahudi mezar taşları şeklinde inşa edilmiş olması; bu, yalnızca fiziksel değil, psikolojik bir baskı yaratmak için yapılmış dehşet verici bir ayrıntı. Gerçekten de burası binlerce Yahudi’ye mezar olmuş.

1942’den itibaren, gettodaki Yahudiler sistematik olarak Belzec ve Auschwitz gibi toplama ve imha kamplarına gönderilmeye başlanmış ve bu süreçte birçok insan hayatını kaybetmiş.1943 yılında ise getto tamamen tasfiye edilip, kalan Yahudiler ya öldürülmüş ya da toplama kamplarına gönderilmiş. Oskar Schindler, 1.200 kişiyi kendi fabrikasında çalıştırarak ölümden kurtarırken, ünlü yönetmen Roman Polanski ise bu gettodan kurtulmayı başaranlardan biri olmuş.

Podgórze Gettosu, Nazi Almanya’sının Yahudi halkına yönelik gerçekleştirdiği soykırımın trajik bir simgesi olarak kabul ediliyor. Bugün bu bölge, Holokost sırasında yaşananları anmak için müzeler ve anıtlarla dolu; bunlar Kartalın Altındaki Eczane Müzesi, Getto Kahramanları Meydanı ve Shindler’in Fabrikası Müzesidir.

Getto Kahramanları Meydanı (Plac Bohaterów Getta)

Podgórze bölgesinde yer alan Getto Kahramanları Meydanı, sadece bir meydan değil, derin anlamlarla yüklü bir açık hava anıtı. Plac Bohaterów Getta, günlük yaşamın merkeziymiş. Nazi güçleri, burada Yahudi sakinlere zorla emirler verir ve onları toplama kamplarına gönderilmek üzere buradan alırlarmış.Bu meydan, birçok trajik anıya tanıklık etmiş; aileler burada birbirlerinden ayrılıp, eşyalarına el konulmuş ve ölüm kamplarına gitmeden önce buradan yola çıkarılmış.

Getto Kahramanları Meydanı-Krakow

Plac Bohaterów Getta’yı diğer meydanlardan ayıran en çarpıcı özellik, üzerinde sessizce duran 70 boş metal sandalye. Bu sandalyeler, getto sakinlerinin burada bıraktıkları eşyaları, hikayeleri ve kaybolan hayatlarını temsil ediyor. Her bir sandalye, meydanda toplanan bir kişinin ya da bir ailenin yok olan hikayesi. Boş oluşları, arkalarında kalan koca boşluğu sembolize ediyor. Derin bir sessizlikle meydanı dolduran sandalyeler, o dönemin kaosunu, insanların çaresizliğini ve geride bırakılan koca bir boşluğu gözler önüne seriyor.

Plac Bohaterów Getta

Meydanda tarihi bilgiler ve fotoğraflar olan bir çok pano var. Aşağıdaki panado arkada görünen SS subaylarının nöbet kulübesi. Meydanın bu sessiz tanığı bugün hala orada duruyor.

Plac Bohaterów Getta, Kraków’un tarihine tanıklık etmek ve insanlık adına bir ders çıkarmak için önemli bir yer. Kraków seyahatinizde bu meydanı ziyaret etmeyi unutmayın. Burada geçireceğiniz birkaç dakika, geçmişle derin ve anlamlı bir bağ kurmanızı sağlayacak.

Apteka Pod Orłem (Kartalın Altındaki Eczane)

Getto Kahramanları Meydanı’nın tam karşısında yer alan Apteka Pod Orłem (Kartal Eczanesi), Nazi işgali sırasında bile insanlara yardım eli uzatmaktan çekinmemiş cesur bir Polonyalı eczacı olan Tadeusz Pankiewicz sayesinde tarihe geçmiş. Bu küçük eczane, savaşın trajedisi karşısında insan dayanışmasının bir sembolü haline gelmiş.

Apteka Pod Orłem

Pankiewicz, Nazi otoritelerinden aldığı özel bir izinle, getto duvarlarının içinde çalışmaya devam etmiş. Ancak eczanesi, yalnızca ilaç temin edilen bir yer olmaktan çok daha fazlası olmuş. Pankiewicz ve ekibi getto sakinlerine kurtulmaları için sahte belgeler temin etmiş, Getto ve dış dünya arasında bilgi akışı sağlayıp, gıda ve ilaç kaçakçılığı yaparak getto sakinlerinin temel ihtiyaçlarını karşılamaya yardımcı olmuş. Eczanenin kuytu köşeleri, insanları imha kamplarına gönderilmekten koruyan bir saklanma yeri olarak kullanılmış ve kapıları, yalnızca ilaç almak için değil, aynı zamanda bir umut aramak ve dayanışma bulmak için sürekli açıkmış.

Bugün Apteka Pod Orłem, bir müze olarak hizmet vermekte ve II. Dünya Savaşı sırasında Podgórze gettosunda yaşananları detaylı bir şekilde gözler önüne seriyor. Eczanenin iç mekanında, Tadeusz Pankiewicz’in cesur hikayesi, döneme ait objeler, sahte belgeler ve gettoda yaşanan günlük hayata dair görseller sergileniyor.

Kartalın Altındaki Eczane Müzesine giriş için biletini oradaki gişeden ya da online olarak alabilirsiniz. Yetişkin bilet ücreti: 20 PLN.  Öğrenci:15 PLN

Krakow Card sahiplerine ücretsiz.

Schindler’in Fabrikası

Schindler’in Listesi filmini izleyenlerin çok iyi bildiği Schindler’in Emaye Fabrikası da Podgorze bölgesinde ve Getto Kahramanları Meydanına kısa bir yürüyüş mesafesinde yer alıyor. Oskar Schindler’in Fabrikası, II. Dünya Savaşı sırasında yüzlerce Yahudi’nin hayatını kurtaran bir kahramanlık hikayesinin merkezinde yer alıyor. Schindler, Nazi Partisi üyesi olmasına rağmen, Kraków’daki emaye fabrikasını bir sığınak haline getirerek 1.200 Yahudi’yi ölüm kamplarından kurtarmayı başarmış.

Fabrika, ilk başta savaş ekonomisinden kazanç sağlamak için kurulmuş olsa da, zamanla Schindler’in vicdani sorumluluğunu yerine getirdiği bir kurtuluş noktası haline gelmiş. Schindler, çalışanlarını “hayati işçiler” olarak göstermeyi başararak, onların sınır dışı edilmesini engellemiş. Ayrıca, birçok kez kişisel servetini kullanarak işçilerinin güvenliğini sağlamış.

Bugün fabrika, “Schindler’in Fabrikası Müzesi” adıyla ziyaretçilere açık. Müze, yalnızca Schindler’in hikayesini değil, Nazi işgali altındaki Kraków’un günlük yaşamını ve Yahudi halkının trajedisini de etkileyici bir şekilde anlatıyor. Fabrikanın girişinde emaye yapımında kullanılan makineleri ve duvarlarında da burada çalışarak toplama kamplarına gitmekten kurtulan Yahudilerin resimlerini görüyorsunuz. Fabrikanın restore edilmiş ofislerinde dolaşırken, tarih ve insanlık hikayesine daha yakından tanık oluyorsunuz.

Müze yetişkin giriş ücreti:40 PLN   Öğrenci:35 PLN

Müzede gittiğiniz zaman bilet almanız çok zor, genelde o günkü biletler tükenmiş oluyor. Biz alamadık. Dilerseniz aşağıdaki bağlantıdan sıra beklemeden hızlı geçiş biletinizi önceden güvenle alabilirsiniz. 

Powered by GetYourGuide
Powered by GetYourGuide

Krakow’da tanık olduğunuz hikâyeler, insan onurunun nasıl çiğnendiğini ve bunun ne kadar derin izler bıraktığını bir kez daha hatırlatıyor. O anı defterine bir daha böyle acılar yaşanmasın diye yazarken, bir zamanlar mazlum olanların, bugün başka coğrafyalarda güç kullanarak mazlumiyet yarattığını görmek, yürek burkan bir ironi. Gazze’deki çocukların çığlıkları, Krakow’daki duvarların sessizliğinde yankılanıyor gibi. Tarihin bu çarpık döngüsünü anlamak zor olsa da bu gerçek gün gibi ortada. Acının ve kaybın dili, dini, milliyeti olmadığını hatırlamak; hak ve adaletin her insan için geçerli olduğunu savunmak; insanlık tarihine yakışan tek tavır bu değil mi?

Krakow'da Konaklama

Krakow, genel olarak bütçe dostu bir şehir olduğu için özellikle tarihî merkez olan Stare Miasto ve çevresinde uygun fiyatlı konaklama seçenekleri bulabilirsiniz. Eğer Eski Şehir bölgesinden biraz daha uzak bir yerde kalmayı tercih ederseniz, endişelenmenize gerek yok; Krakow’un tramvay ve otobüs ağı oldukça gelişmiş olduğundan ulaşım konusunda hiçbir sıkıntı yaşamazsınız.

Biz ilk ziyaretimizde Booking üzerinden, merkeze biraz uzak bir ev kiralamıştık ve bu tercihten oldukça memnun kalmıştık. Buraya tıklayarak kiraladığımız eve bakabilir ve rezervasyon yapabilirsiniz. Sonraki ziyaretlerimizde arkadaşlarımızda kaldığımız için ne yazık ki başka bir konaklama önerim bulunmuyor. Ancak şehirde her bütçeye uygun pek çok seçenek bulabileceğinizden emin olabilirsiniz.

Aşağıdaki harita ile booking.com üzerinden otel bakıp rezervasyon yapabilirsiniz

 

Krakow Toplu Taşıma Rehberi / Bilet Fiyatları

Bu başlığa ayrı bir yazıda değindim. Aşağıdaki yeşil başlığa tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Krakow'a Ne Zaman Gidilir?

Krakow, her mevsim kendine özgü güzellikler ve deneyimler sunan bir şehir. Seyahatinizi, ilgilendiğiniz aktiviteler ve görmek istediğiniz manzaralara göre planlayabilirsiniz.

Karasal iklimin hüküm sürdüğü Krakow’da en ideal ziyaret dönemi, ilkbahar ve yaz ayları. İlkbaharda, ısınmaya başlayan havalar ve sakin bir atmosfer eşliğinde şehri huzurla keşfedebilirsiniz. Yaz aylarında ise Krakow’un, festivaller, açık hava etkinlikleri ve canlı gece hayatıyla bambaşka bir enerjisi var. Ancak bu dönemde artan kalabalıklar ve yükselen konaklama fiyatlarını da hesaba katmak gerekebilir. Benim tavsiyem yine de yaz aylarından yana olacak. Hem günler uzun hem de geceler çok güzel oluyor.

Kış aylarında ise Krakow, adeta bir masal diyarına dönüşüyor. Aralık ayında kurulan Noel pazarları, ışıl ışıl süslenen meydanlar ve sokaklar ile şehir büyüleyici bir görünüme bürünüyor. Ayrıca, kayak tutkunları için Krakow’a yakın Zakopane kayak merkezi bu dönemde popüler bir rota. Eğer soğuk havaya hazırlıklıysanız, kışın Krakow’un nostaljik ve büyüleyici atmosferini deneyimlemek unutulmaz bir seçim olur.

Krakow Kaç Günde Gezilir?

Tarihî ve kültürel zenginlikleriyle Krakow, gezmek istediğiniz yerlere ve seyahat temponuza bağlı olarak 2 ile 4 gün içinde keşfedilebilir.

İki günlük bir programla, Eski Şehir Bölgesi’nin büyüleyici atmosferini ve Yahudi Mahallesi’nin tarihî dokusunu hızlı bir şekilde gezebilirsiniz. Ancak şehrin hakkını vererek, daha detaylı bir keşif yapmak istiyorsanız 4 günlük bir seyahat planı idealdir. Bu süre, Eski Şehir ve Yahudi Mahallesi’nin yanı sıra, Auschwitz Toplama Kampı ve Wieliczka Tuz Madeni gibi etkileyici yerleri ziyaret etmeniz için de yeterli olacaktır.

Polonya Para Birimi (Zloty-PLN)

Polonya, Avrupa Birliği üyesi olmasına rağmen henüz Euro’ya geçmemiş bir ülke. Günlük alışveriş ve ödeme işlemlerinde Polonya’nın para birimi olan Zloty (PLN) kullanılıyor. Büyük şehirlerde ve turistik bölgelerde bazı yerler Euro kabul etse de ödemelerin genellikle Zloty üzerinden yapılması gerekiyor. Kredi kartı kullanımı oldukça yaygın olsa da küçük işletmeler ve yerel pazarlarda nakit tercih ediliyor.

Krakow’da Zloty temin etmek oldukça kolay. Şehirde Kantor olarak bilinen döviz büroları ve ATM’ler her yerde bulunuyor. Ancak döviz bozdururken dikkatli olmanız önemli. Komisyon oranlarını kontrol edin, kendi hesabınızı yaparak teyit alın ve birkaç döviz bürosunun kurlarını karşılaştırmadan işlem yapmayın. Özellikle havalimanı ve büyük turistik caddelerde döviz bozdurmaktan kaçınmanızı öneririm.

Krakow’da yaşayan yerel arkadaşlar, en iyi döviz oranları için Slawkowska Sokağı’ndaki döviz bürolarını tavsiye ettiler ve biz de orada işlem yaptık. Size de burayı önerebilirim. Ancak kredi kartı hemen her yerde geçerli olduğu için yüksek miktarda döviz bozdurmanıza gerek kalmayacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir